İnsanların Bakış Açısı

İnsan neyle yaşar? Nasıl yaşar? Neden yaşar? Yaşamak derken nedir yaşamak?
İnsan neydi, nereye geldi, nerede ve nereye gidecek? Neden geldi, neden gidiyor?
Gitmek için mi geliyor? Gelirken nelerle geldi, nelerle gidiyor? İnsan kendisini iyi gözden geçirmeli. Muhasebeden geçirip, hayatına çeki düzen vermeli. Sonsuz ihtimaler arasında sırasını bekleyen bir ihtimal olarak mı kalacak, yoksa ihtimalden yola çıkarak zirveye tırmanmanın, zirvede olmanın yollarını mı aramalı? Armamak, aramak, aramak!.. Neyi, nerde, ne biçimde ve nasıl aramak? Amaç, hedef bilinmeli ki hedefe doğru atılan adımlar ona göre olsun.

İdealist olmak lazım. Gerçekleşmese bile ideallerle yaşamak lazım. İdealine doğru kararlı adımlarla yürümeli. Hedeften şaşmamak, hedefi kaçırmamak için hedefe kilitlenip, hedefi tam on ikiden vurmalı.

İnsanlar hataları affedebilir fakat hatalar insanları affetmeyebilir. Ele geçen fırsatlar
kaçırılmadan değerlendirilmeli. İnsanın karşısına her zaman fırsatlar çıkmayabilir. Fırsatlar insanı
beklemez fakat insan fırsatları yakalamak için beklemeli, her an pusu kurup tetikte olmalı.

İstasyonda metro beklerken kaçırmamaya dikkat etmek gerekir. Çünkü kaçırılan her metro hedefe ulaşmak için kaybedilen zamandır. Her kayıp bir adım gerilemek demek. İdealiniz her zaman, her yerde, her şarta bir adım ilerde olmak olmalı, bir adım ilerisini görmek olamalı. Bir adım ileriyi düşünmek, bir adım ilerde olmak en az yerinde olmak demektir.

Karşınıza çıkan engel ne olursa olsun aşmalısınız. Zira engeller takılmak için değil aşılmak için vardır. Engeller çoğaldıkça, büyüdükçe bu sizin ilerlediğinizi, büyüdüğünüzü gösterir. Engellerin
çokluğu gözünüzü korkutmamalı, aksine size güç vermeli. Sizde en az engelleri aşacak kadar güç
olduğunu unutmayınız. Bu gücün sizde sadece güç olarak kalmasını her halde istemezsiniz. Bu gücü işledikçe bir sonraki engeller için geri beslemeli olarak güç kazanacaksınız. Eğer bu gücü işletmezseniz bir sonraki engeller için güç kaybedeceksiniz. Zamanla gücünüz sıfıra inecek ve adım atamaz hale geleceksiniz.

Başımızdaki hastalık ne olursa olsun onu yenmeye çalışacak, zamanla onu yendiğinizi ve bir sonraki hastalıklar için güç kazandığınızı hissedecek belki de göreceksiniz. Gücünüzü kullanmalısınız fakat ne kadar gücü, nerde ve ne zaman harcayacağınızı bilmelisiniz. Yerine göre güç harcamalı, güç israfından kaçınılmalıdır. Zira güç her zaman lazım olabilecek
potansiyel bir kaynaktır. Bu kaynağı artıracak yollar aramalı, azaltacak yolları kapamalıdır. Hasta olmadan aşı kullanılmalı, hasta olduğu zaman da hastalığa göre ilaç kullanılmalıdır.
Her hastalıkta ayrı ilaç, her ilaçta ayrı dozaj vardır. Ne az ne de çok olmalı. Çünkü az ve çok kavramları, siz onları kullandıkça onlar aleyhinize işleyecektir. Bu alehte olan şeyi lehe çevirmek için ilacı zamanında, ihtiyaca göre ve dozajında kullanmak lazım.

Hayatımızın yönü eline dümen verilmiş bir kaptana benzer. Rotayı istediğiniz yöne  yöneltebilir, istediğiniz tarafa götürebilirsiniz. Her şey parmaklarınıza, parmaklarınız ise beynizinin
kontrolünde olduğu için dolayısıyla beyninize kalmış demektir.

Diğer Benzer Yazılar:


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir