Önemli Site Adresleri

1. T.C. Kimlik Numarası Sorgulama
http://tckimlik.nvi.gov.tr/

5. Aracınızın Vergi Borcunu Sorgulama
http://www.gelirler.gov.tr/gelir2.nsf/Plakaal?OpenForm
6. Ceza ve MTV Sorgulama
http://www.gelirler.gov.tr/gelir2.ns…D?OpenFrameSet
7. Doğalgaz Fatura Sorgulama
http://www.igdas.com.tr/index_konuta…?link=fatsorgu
8. Milli Piyango Sonuçlarını Sorgulama
http://www.millipiyango.gov.tr/millipiyangosonuc.html

Devamını Oku

Diğer Benzer Yazılar:


Coca Cola’nın Sırrı

https://www.caferkara.org/resimler/coca.JPG

Coca Cola’yı bulan şahıs bu işe başlarken tüm dünyanın tadını seveceği bir şerbet yapmayı kafasına takmış. Tüm servetini buna yatırmış. Sonunda da ünlü Coca Cola formülünü hazırlayıp piyasaya sürmüş. Ama sonuç tam bir fiyasko olmuş. Yılların emeği boşa gitmiş. Fakat daha sonra şirketin bir ortağı formülde hiç değişiklik yapmadan Coca Cola’yı bugünkü satış rakamlarına ulaştırmış. Ne mi yapmış? Sadece şerbeti soğutup satışa sunmuş! Bu nedenle tüm Coca Cola şişelerinin üzerinde “Soğuk içiniz” yazıyormuş.

Formülü açıklansa isteyen herkes evinde çay yapar gibi Coca Cola üretebilirmiş. Formül işte bu yüzden dünyanın en önemli sırrı gibi gizli tutuluyormuş.

Kimyayla alakası olan herkes bilir ki Coca Cola asidik yapıdadır. Bundan ötürü de dışarıya ısı verdikçe yani soğudukça daha “kararlı” hale gelir. Böylece de lezzeti artar. Coca Cola soğuk sevmemizin ve şişelerin üstünde “soğuk içiniz” yazmasının nedeni bu “asid-baz” ilişkisinden kaynaklanmaktadır..

Diğer Benzer Yazılar:


Dünyanın En İlginç Deneyleri

– 1962’de Tusko isimli bir file, tipik bir insandozundan 3 bin kat daha fazla olan 297 miligram LSD enjekte edildi.Kendi çevresinde dönen fil bir saat sonra öldü. Deneydeki amaç, LSD’ningeçici bir deliliğe neden olup olmayacağını öğrenmekti.

– 1954’te Sovyet cerrah Vladimir Demikhov bir köpek yavrusunun başını, önayaklarıyla birlikte bir Alman Kurt köpeğine naklederek çift başlıköpek elde etti. Her iki baş da ayrı ayrı süt içebiliyor hattabirbirlerinin kulaklarını ısırabiliyordu. Köpekler bir aydan az yaşadı.

– Hindilerin seks yaşamını araştıran iki bilim adamı, dişi bir hindimaketini erkek hindilerin önünde parçalara ayırdılar. Modelden geriyebir tek çubuk kaldığında bile erkek hindiler arzuluydu.

– Sarı hummanın bulaşıcı bir hastalık olmadığını ispata çalışan stajyerdoktor Stubbins Ffirth, bu hastalığa yakalanan bir kişinin kusmuğunugözlerine, kendi yarasına sürdü ve sonunda da içti. Doktor sağlığınıkaybetmedi çünkü sarı humma bulaşıcı değildi. Daha sonra bu hastalığın ancak virüs taşıyan sivrisineklerin ısırığıyla bulaştığı kesinleşti.

– 1933’te psikoloji profesörü Clarence Leuba, gıdıklamaya verilen tepkiolan gülmenin öğrenilen bir reaksiyon olup olmadığını kanıtlamak için,yeni dogmuş oğlunu gıdıklarken kimsenin gülmemesini istedi. Yedi aysüren deney sonunda çocuk gıdıklandığında gülüyordu. Böylece gülmeningıdıklamaya karşı istemdışı bir tepki olduğunu tespit etti

– Lawrance Sheean, tırnak yiyen bir grup erkek çocuğunun uyuduğu odadaher gece defalarca “Tırnaklarım çok acı” cümlesini tekrarladı. Yaztatili sonunda biten deneyde çocukların yüzde 40’ının tırnak yemealışkanlığına son verdiği tespit edildi.

– Robert Cornish 1930’larda tahtıravalliye benzer bir düzenek kullanarak ölü hayvanları canlandırmaya kalkıştı. Yeni ölen bazı köpeklerindamarlarına adrenalin ve anti-pıhtılaştırıcılar enjekte etti. Bazıdenekler bir süreliğine ağır beyin hasarı ve körlükle hayata döndü.

– 1960’larda Ian Oswald, insanların her koşul altında uyuyup uyuyamayacaklarını tespit etmek için gönüllülerin gözkapaklarını açıkkalacak şekilde yapıştırdı, gözlerine 50 santim öteden yanıp sönenışıklar tuttu. Elektroşoka ve yüksek sesli müziğe de maruz üç denek de12 dakika içinde uyudu.

– Evrensel yüz ifadelerini tespit etmek isteyen psikolog Carney Landis,deneklerinin yüz kaslarının hareketini takip etmek için yüzlerine yanıkbir mantarla hatlar çizdi. Daha sonra deneklere amonyak koklatıldı, cazdinletildi, porno izlettirildi, elleri kurbağa dolu bir sepete sokuldu.En sonunda tüm denekler canlı bir farenin kafasını kesmeye ikna edildi.Bu eylem sırasında çekilen fotoğraflarda denekler “Deneyin BüyükTanrısı”na kurban adayan garip bir tarikatın mensuplarına benzer yüz ifadelerine sahipti.

Diğer Benzer Yazılar:


3G Nedir?

3. Nesil GSM Hizmetleri (3G ya da 3N) üçüncü nesil kablosuz telefon teknolojisilerine verilen genel addır. Aynı 1G ve 2G gibi, hücresel bir ağ sistemi kullanır. 3G teknolojilerine örnek olarak Universal Mobile Telecommunications System (yani Evrensel Mobil İletişim Sistemi) anlamına gelen UMTS verilebilir. Bunun yanında Kuzey Amerika’da kullanılan CDMA2000 ve Japonya’da Freedom of Mobile Multimedia Access (Mobil Çoklu Ortam Erişimine Özgürlük) anlamına gelen FOMA standardları da bir 3G teknolojisidir.

UMTS klasik frekans veya zaman çoklu iletişim (multiple access) tekniklerinden prensip olarak cok farklı olan kod çoklu iletişim CDMA (Code Division Multiple Access) teknolojisini kullanir. Bir çeşit dağınık frekans (spread spectrum) tekniği olan bu teknolojide kullanıcılar 5MHz genişligindeki aynı banttan haberleşirler. Her vericinin sinyali özgün bir yonga koduyla çarpılarak (bu kodun hızı 3.84Mchips/s) 5MHz genişliğindeki spektruma yayılır. Alıcı da bu spektruma yayılmış sinyali aynı yonga koduyla çarparak veriyi elde eder.

Devamını Oku

Diğer Benzer Yazılar:


Ayakta Su İçmek Hasta Ediyor

https://www.caferkara.org/resimler/su.jpg

Günlük telaş içinde bazen su içmeyi unutuyoruz! Çok susayınca da dikkat etmeden acele ile içiyoruz. Peki, sonuçlarını düşünüyor muyuz? Sağlığımız için suyu nasıl içmemiz gerektiğini biliyor muyuz?

İşte su içmenin adabı!

Midenin vazifesi gıda maddelerini depo edip on iki parmak barsağı tarafından kabul edilecek hale getirmektir. Bu işi mide hareketleri ve salgıları ile yapmaktadır.

Yemek boru’sunun mideye girdiği yere yakın, kalpte olduğu gibi, elektriki akımlar (stimulus) çıkaran bir yer vardır. (Pacernaker) Buradan 8–10 saniyede bir “elektriksel” stimulus çıkıyor ve bunun neticesi kaslarda kasılmalar meydana geliyor. Kasların kasılması ile başlayan bu dalga midenin çıkış yerine (pilor) doğru ilerliyor. (Peristaltik hareket). Ayrıca antrum denen midenin aşağı kısmındaki kasların kasılması ile kalp hareketlerini andıran sistolik hareketler olur. Bu kasılmalar mide boşluğunu tıkayacak kadar şiddetli olur. Bunlardan başka mide içindeki gıda maddelerini boşalttıktan sonra olduğu gibi küçülür. Bu durumda ancak 50 ml sıvı alabilir.

Yediğimiz yemekler önce midenin küçük eğriliğinin alt kısmında bulunan açının (İncisura angularis) yukarısında birikir. Yalnız sulu veya yarı sulu gıdalar antruma geçer.

Yiyecek maddeleri mide hareketlerini başlatır. Mide duvarındaki gerilmelerine ve mide içindeki pH değişiklikleri (asit miktarı) ile uyarılan duyu alıcı hücreler (reseptör) vardır. Mide duvarındaki bu hücrelerden alınan duyular götürücü parasempatik (Vagus amiri) ve sempatik sinir lifleri aracılığı ile beyin ve omuriliğe naklolunur. Sonunda parasempatik merkezlerin faaliyeti azaltılır ve mide hareketleri yavaşlatılır.

Mide faaliyetini düzenleyen esas mekanizma duodenum (12 parmak barsağı ile alakalıdır. Bu mekanizmalardan birisi lokal (mevzii) dir. İzotonik Hidroklorik asit, yağ, süt, krema, hiportonik veya hipotonik maddeler (osmotik basınçla) 12 parmak barsağının ilk kısmını uyarır. Burada osmotik basınca hassas alıcı sinir hücreleri (osmoreseptor) vardır. Bu duyalar sinir lifleri vasıtası ile mideye iletilir ve mide faaliyetini yavaşlatır. Duodenum içi pH 6 dan düşük olursa midenin boşalması durur. Mide faaliyetlerini 12 parmak barsağı tarafından düzenleyen ikinci mekanizma kan ve hormonlarla alakalıdır. Yağların 12 parmak barsağı ve ince barsak cidarına (mukoza) teması sonucu açığa çıkan ve enterogastron denen hormon kana geçer ve bu yolla mideye gelir. Bu hormon mide hareketlerini azaltır ve piloru gevşeterek gıdaların mideden tahliyesini temin eder.

Mide açken dakikada üç defa açlık kasılmaları olur. Kişi bunu açlık hissinden kramp tarzında ağrılara kadar değişik şekilde hisseder. Bu durum 10 ile 60 dakika devam eder. Daha sonra mide bir ile iki buçuk saat istirahata çekilir.

Burada şunu belirtelim ki insan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır. Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak barsağına geçer. Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen bir oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek 12 parmak barsağına (duodenum) geçer. Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak barsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera da dâhil, birçok intan hastalıklarından korunmuş olur. Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar.

Diğer Benzer Yazılar:


Kadının En Tatlı Yeri Neresidir?

Henüz kırılmamışsa kalbidir.

Kırılmışsa ıslak bakan gözleri.

Artık ağlayamıyorsa dudağının kenarına yerleşmiş hüznü.

Hüznü bile hissetmiyorsa artık buz tutmuş parmakları

Isınmıyorsa konuşmuyorsa ve artık hiç gülmüyorsa.. anılarda kalmış çocukluğudur.

Ama muhakkak tatlı bir yeri vardır kadının. Yeter ki severek bakan bir çift göz olsun üstünde. Kadın severek gösterir sakladığı tadı….

Diğer Benzer Yazılar: